Korkak Tavşan

korkak-tavsan

Korkak Tavşan Masalı

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde;
develer tellal, pireler berber, karınca dülger iken;
eski hamamın tası yok,
peştamalın ortası yok.Falan filan karıncayı nallayıp
sırtına palan vuran,
duydun mu sen hiç böyle yalan?
O yalan, bu yalan, fili yuttu bir yılan.
Heybenin gözünden camız yavrusu düştü.
Eşeğe binip deveyi kucağına alan ağalar,
söyleyin bakalım bu damı yalan?
Yalanı yuhalayalım hadi bakalım masala başlayalım..

Adı üstünde korkak bir tavşan ormanın birinde yaşarmış. Küçük bir tıkırtı korkutur, minik bir hareket ürkütürmüş onu. Tir tir titremeye başlarmış hemen. Bu nedenle evden dışarıya çıkamazmış. Bütün gün pencereden dışarıyı seyredermiş.

“Ne olurdu” dermiş “dışarısı bu kadar tehlikeli olmasa! Bende dışarıya çıkabilsem, koşup oynayabilsem…” Canı çok sıkılıyormuş. Yaptığı hiçbir şeyden zevk alamıyormuş. Dışarıdan gelen minicik bir ses korkudan yerinden zıplamasına ürkekçe yatağının altına sığınmasına neden oluyormuş. İçi rahat bir şekilde yemek yiyemez, uyku uyuyamaz olmuş. Bazen diğer hayvanlar “bu kadar korkacak bir şey yok canım. Korkularını yenmen gerek.” Diyorlarmış. Tavşana göre böyle diyenlerde korkuyormuş. Çünkü korku yenilmez bir düşman gibiymiş. Onu alt etmek mümkün değilmiş.

Çok sıcak bir günde tavşan çok susamış. Susuzluktan bayılacak gibi olmuş. Ne yapacağını bilememiş. Susuzluğunun geçmesini beklemiş ama nafile. Giderek daha fazla susamış. Dereye gidip su içmeye karar vermiş. Önce bir iki tur atmış evin içinde cesaret edemiyormuş bir türlü… Sonra bütün cesaretini toplayarak birazda titreyerek dere kenarına gelmiş. O sırada dere kenarında kurbağalar varmış.

Tavşanı görür görmez kendilerini suya atmışlar. Tavşan bir kez daha korkmuş. Ama daha çabuk kendine gelmiş. Eğilip su içmeye başlamış. Rahatladığını düşünmüş. Sonra etrafına bakınmış şöyle düşünmüş: “artık hiçbir şey beni korkutamaz. Ben çok cesurum. Gürültüden korkmadım üstelik başka hayvanları bile korkuttum.” Kendiyle gurur duymuş. Zıplayarak dönerken sevinçten uçacak gibiymiş. Mutlulukla şöyle bağırmış: “Cesareti olan çıksın karşıma.”

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir